6 Temmuz 2016 Çarşamba

Aşk Peşinde Bir Yıl / Kitap Yorumu

Konusu :
Brett Bohlinger'in hayatta bir eksiği yok. İyi bir işi, tatlı bir sevgilisi, şahane bir dairesi var. Ama her şey, annesinin ölümüyle tepetaklak olur. Aile şirketinin başına geçmeyi beklerken, vasiyetname açıklanınca, payına on dört yaşındayken yazıp sonra çöpe attığı "ölmeden önce yapılacaklar listesi" düşer. Brett bir an önce kolları sıvamalı. Çünkü, annesinin son arzusu listedeki hedefleri bir yıl içinde tamamlanması. Her yeni gün, yeni bir başlangıç... Kim bilir, belki de aradığı cevaplar annesinin ardında bıraktığı kırmızı ciltli defterde... Ya da yakışıklı avukat Brad Midar'da...

Şans eseri beğenilen kitaplardan bu da... Benim için öyle en azından. Yani hiçbir fikrim olmadan okumaya başladım ama enteresan bir şekilde hoşuma gitti. Konumuz az buçuk klişe. Ölmeden önce yapılacaklar listesi. Bende klişe konuları çok çok sevdiğimden indirimde görüp almadan geçmeyeyim dedim. Böyle rastgele aldığım kitaplarda nedense çok şanslı oluyorum. Çoğunda da böyle şansım döndüğünden hep denemeye açığım.

Brett aslında hepimizin tanıdığı, kendinden bir şey bulabileceği türden bir karakter. Farkında olmasa da mükemmel görünen hayatı aslında sevmedikleriyle dolu. Sevmediği bir iş, sevmediği bir adam, sevmediği bir ev... Sevmemekten çok alışmış desek daha doğru olur belki de. Bazen hepimize olur ya. Sevmediğimiz bir okulda yada işte olsak mesela, ya emek verdiğimizden ya daha iyisini bulamayız korkusu yüzünden ya kim ne der endişesinden (sebep her ne olursa olsun) vazgeçemeyiz. O okulu bırakamayız, o işe o istifayı basamayız. Bende o hissi çok defa hissettiğimden biliyorum. Çoğu zaman buna cesaretiniz olmadığını anladığınızda kendinizi teselli etmeye çalışırsınız. Ama maaşı iyi, ama mevkiisi güzel, ama iş kolay, ama onca dersi geçtim, ama ailem mezuniyetimi bekliyor...

Konudan çok saptım. İçimi dökecek yer arıyormuşum resmen. Neyse bizim Brett de böyle bir hayatın içinde ama bunum farkında değil.  Geleceği az çok tahmin eden annesi de kızının daha bir çocukken yazdığı dilek listesi ile her bir dilek için bir mektup bırakıyor, Brett şirket bırakmasını beklerken...

Hikaye neden hoşuma gitti? Sıcak bir anlatımı vardı. Yanında onunla birlikte yaşadım sanki her şeyi. Bir sayfa öteyi bile tahmin edemedim çoğu zaman. Bu tarz hikayelerde az çok bellidir olacaklar. Ve bu okuyucuyu sıkar. Hiç böyle bir sıkılma yaşamadım. Kızın tek tek hayallerine tutunmasını, geçmişiyle yüzleşmesini ve hayatını toparlamasını izlerken çok keyif aldım. Sanki kendi hayatımdaki yüklerden kurtuluyormuşum gibi hissettim.

Brett ile mutlu oldum, üzüldüm, sinirlendim, haksızlığa uğramış hissettim, kaygılandım... Bunda yazarının terapist olmasının etkisi var mı bilmiyorum ama duygusal yoğunluğu çok net hissettim.

Şans eseri rastladığım çerezlik hikayelerdendi. Benim için bir tık öne geçmesinin nedeni yukarıda bahsettiğim aynılıklar. Bu yaz aylarında hazır boş vaktiniz de varken okuyun, okutturun.

Kitaba puanım ; 8.5/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder