2 Mart 2017 Perşembe

Ruhlar Kütüphanesi (Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları #3) / Kitap Yorumu


Konusu:
Tuhaf çocukların hikayesi, serinin üçüncü kitabı Ruhlar Kütüphanesi ile son buluyor. Olağanüstü güçlere sahip bir çocuk. Ölümcül canavarlardan oluşan bir ordu. Tuhafların geleceği için verilen destansı bir savaş.
Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları ile başlayan ve Gölge Şehir ile devam eden macera, Ruhlar Kütüphanesi'nde nefes kesici bir son buluyor. Öykümüz 16 yaşındaki Jacob'ın yeni bir özel güç keşfedip, tuhaf yoldaşlarını sıkı korunan bir kaleden kurtarmak için tarihin içine dalmasıyla başlıyor. Bu yolda Jacob'a, ateşi kontrol edebilen Emma Bloom ve kayıp çocukları bulmakta üstüne olmayan Addison MacHenry adlı bir köpek eşlik ediyor.

Uzunca bir aradan sonra hepinize tekrardan merhaba...
Yazacak o kadar çok şey birikti ki nereden başlasam diye iyice bir düşünmem gerekti. Öncesinde ne yazsam ne yazsam diye düşünüp konu azlığından yakınırken şimdi de çokluğu yoruyor.
Ama en sonunda bir devri kapatmaya ve Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları serisine son noktayı koymaya karar verdim.


Kitabı genel olarak beğendim. Zaten son kitap olduğundan ilk ikisini okuyan üçüncüsünü de okuyacaktır. Bu yazıya gelenler okusam mı diye bakınmıyorlardır, yorum arıyorlardır diye düşünüyorum ve yorumuma geçiyorum.

Sonunda Bayan Peregrine'i görmemize çok sevindim. Özlemişiz.  

Sharon karakterini çok sevdim.

Addison beni çok eğlendirdi bir de, o dürüst ama fazla dobra yorumları tam ondan beklenen şekildeydi. Karakterine cuk oturmuştu. 

Bu kitapta ilk iki kitaba göre pek bir tuhaf fotoğraf göremedim. Fotoğraflar daha normaldi.

İlk iki kitapta sürekli yeni gizemler ekleniyordu ve bunları çözüme kavuşturmadan hep kitap bitiyordu. Yazar tüm açıklamaları son kitaba saklamış.

Üstün körü geçilen, adam akıllı tanıtılmayan, bir kaç karakter vardı ama bu konudan çok yakınmayacağım çünkü bu haliyle bile kitap epey uzundu. Tamı tamına 504 sayfa. Yazarı da anlamak lazım.

504 sayfa olmasına rağmen inanılmaz olaylı ama bir o kadar da akıcı bir kitaptı. Tam ya bu kadar olmaz olaylar çok hızlı gelişiyor dediğinizde size onu unutturan bir akıcılığı vardı.

İthaki yayınları da basımda çok iyi bir iş çıkarmış. Sadece keşke resimlerin etrafı siyahlaştırılmasaymış dedim o kadar.  Çünkü fotoğraflar zaten karanlık bir de etrafı siyah olunca çok anlaşılmıyor. Bunun dışında cilt, kapak fotoğrafı her şey yerli yerindeydi.

DİKKAT!!! SPOİLER!!!

Şimdi gelelim spoilerlı, ağzımdan çıkanları kontrol etmeye çalışmadığım bölüme.
Ben bir kitap bitirince her karakter neydi ne oldu diye düşünürüm ve açıklanamayan karakterler ve durumlar benim en sinirimi bozan şeylerdir.

İlk olarak anlayamadığım şey Jacob'ın gücünün nasıl o hale geldiği. Yani güçler için uzun dönem pratik gerekiyor vs. denmişti ama Jacob'ın bayılması yetti?

Şimdi gölgeler gitti, Ruhlar Kütüphanesi yok oldu. E Jacob'ın tuhaf gücü yok mu olacak? Toz Ana imalı bir şeyler dedi ama bir açıklama alamadık bununla ilgili.

Keşke kitap biraz daha geleceğe gitseydi. Jacob'ın ailesiyle tuhaf çocukların ilişkilerini okumak bizi çok eğlendirebilirdi.


Kıssadan hisse kitap güzeldi. Seri de genel olarak okunasıydı. Fantastik bu, çocuk kitabı deyip geçmeyin bir bakının derim!

Sonraki yazıda görüşmek üzereee..........

Serinin ilk iki kitabı;


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder