Miniso Alışverişi #2

Herkese merhabaaaa...

Yeni bir Miniso alışverişi yazısı ile karşınızdayım. Miniso'ya her avmye adım attığında giden ve her gittiğinde de en azından bir ürün almadan çıkmayan biri olarak biriken ürünlerle ilgili deneyimlerimi paylaşayım dedim.

Faklı kategorilerden ürünler olsa da ağırlıklı olarak defter aldım, o yüzden onları sona bırakacağım.

İlk olarak bu kafa bantlarından aldım. Kore dizilerinde de görmüşsünüzdür yüz yıkarken maske, bakım yaparken takıyor kızlar saçları önüne gelmesin diye. Ben de merak ediyordum hazır karşıma da çıkmışken alayım dedim. Bir yığın çeşidi var.

Bullet Journal #2 || 2018 Bullet Journal Düzenleme

Selamlar, selamlar...
Nasılsınız efendim? 10 gündür yazmaya çok hevesli olmama rağmen yazı yazamadım. Bazı teknik nedenler -klavyemin bozulması- izin vermedi. İnternetten yeni bir klavye satın aldım ama işte onun da gelme süresi falan derken 10 gün oldu.

Şimdi gelelim konumuza. Malumunuz 2018 kapıda. Bullet Journallarımızı 2018'e uyarlama vaktimiz de geldi doğal olarak. Ben de yıllık yapacağım takiplere karar verip 2018 düzenlememi yaptım. 1 aylık tecrübe ile neyi nasıl yaparım, neyi kullanırım neye elimi bile sürmem daha net anladım. Aralık'tan başlamam iyi oldu yani.

Öncelikle 2018 için bir kapakla başladım. Pinterestteki birkaç tasarımın birleştirilmiş ve değiştirilmiş hali bu kapak. Çiçek ve yaprakları renklendirsem mi diye de düşündüm ama henüz kararsızım.

K-drama Ost Dosyası #2 / Dizi ile özdeşleşenler, Duyunca akla direkt dizisini getirenler

Herkese merhabaaa...

Yeni bir ost dosyası ile karşınızdayım. Bu dosyada dizisi ile bütünleşen ost'leri listeleyeceğiz. Hani bir bloga girersin üstte müzik çalıyordur ve direk bir dizi gözünün önünden akıp geçer ya, işte o müzikler!

Lafı uzatmadan hemen listeye geçelim!

My Girlfriend is a Gumiho - Fox Rain

Akustik versiyonunu ekledim çünkü gerçekten kız yanında söylüyormuş gibi bir his oluşturuyor insanda. Nerede ne koşulda duyarsam duyayım o tekne turuna çıkacaklarken Seung Ki'nin Gumiho'yu teknede bırakıp kaçtığı sahne geliyor gözümün önüne. Yağmurun başlaması ve yağmur yağarken gidemeyen Seung Ki...

Az Bilinen Güzel Kore Dizileri

Evet millet, aynen gördüğünüz gibi yeni bir kore dizi listesi ile karşınızdayım. Bu sefer kıyıda köşede kalmış, değeri bilinmemiş, aman açıp izleyeyim denmemiş kore dizilerini listeleyeceğiz.

Peki bu diziler neden sevilmemiş? Madem iyi, güzel diyorsun bu diziler neden izlenmemiş?
Bir dizinin iyi olup da sevilmemesinin ya da izlenmemesinin çeşitli nedenleri var.

• Senaryo, dizi efsane ama oyuncuları kötü olabilir. Bunun tersi genelde izlenir. Yani dizi berbat olsun ama bassınlar parayı en sevilen en kalifiye oyuncuları getirsinler, izlenir.
• Beklenti çok yüksek tutulmuş olabilir. Dizi gelmeden aylarca tanıtımlar yayınlanmış, röportajlar resim çekimleri yayınlanmış, beklenti arşa çıkmış ama dizi bir geliyor ortalama. Descendants of the Sun benim için bu kategoridekilerden biri. Ben fragmanlardan sonra ilk izlediğimde hiç beğenmemiş, hatta bu kadar dandik diziye Song Joon Ki girmeseymiş keşke demiştim. Sonradan izleyince sevdim. Aslında bu diziler güzel ama beklentiyi karşılayacak kadar değil. O diziler de izlenmez.
• Dizi iyi ama aynı tarihlerde başka kanalda akıl uçurtacak EFSANE bir dizi var. O dizi de izlenmez. Geri planda kalır.
• Dizi 20 bölümden uzun olabilir. Kore dizileri yayınlanmadan önce kaç bölüm olacakları bellidir.(Sonradan uzatılan birkaç dizi dışında.) 20 bölümlük dizilere alışkın insanlar da 30-40-50 bölüm istemezler.

Daha başka değişik nedenler de olabilir tabi ama ana nedenler bunlar. Şimdi gelelim listemize...

Jiggylypuff Muhabbette #4 / Toksik İlişkiler?!

Merhaba hestiagunlukleri okurları...

Muhabbet yazısı yazmayalı çok uzuuuunn zaman olmuş gibi geliyor bana. O kadar plansız yazıyorum ki bu yazıları... Aniden aklıma gelen ya da ısrarla karşıma gelip 'beni yaz beni yaz' diyen konuları yazıyorum bildiğiniz üzere. Bu aralar da birkaç kere karşıma çıkan bir terim var. TOKSİK İLİŞKİ. İlk defa duyduğum bir kavram olduğu için az çok tahminim olmasına rağmen açayım bir bakayım neymiş dedim. Baktım ve gördüm ki ben bu konunun profesörüyüm. Sadece benim zamanımda -böyle deyince yaşlı hissediyorum ama- bu tarz ilişkilerin bir adı yoktu. Ben de bu tarz bir ilişkinin tam ortasında ve -bu ilişkilerin içinde olan herkes gibi- asla bunu kabul etmeyen biriydim.

K-drama Ost Dosyası #1 / Tekrar Tekrar Dinlediklerim

Selamlar, selamlar...

Bu aralar kore dizi listelerine kısa bir ara verdim fark ettiyseniz. Ama bu arada dizilerin muhteşem müziklerinin de hakkını verelim istiyorum. 

   Kore dizilerinde gerçekten müziklerin önemli bir yeri var. Yani diziyi beğenmesem de müzikler efsaneydi dediğim ya da hem dizisine hem müziğine aşık olduğum yapımlar çok. Bunları da minik yorumlarla size listelemek istedim ama bu iki parça olacak ve iki parça birbirinden farklı listeler olacak. Yani bu yazıda benim ara ara dinlemeyi sevdiğim şarkıları bulacaksınız ve bir sonraki yazıda ise öyle kendi listeme ekleyip dinlemektense bir yerden duyduğumda direk dizisini hatırladığım, diziyle bütünleşmiş şarkıları listeleyeceğim.

  Listeyi hazırlayana kadar duygusal ağırlıklı olduğunu fark etmemiştim açıkçası. Demek ki duygusal müzikleri yapmakta daha iyiler :)

Kill Me Heal Me - Auditory Hallucination

Buradaki kızın (adı Jang Jae In'di sanırım) nasıl bir sesi var ben çözemedim. Uzun süre takılı kaldığım bir şarkı oldu benim için. Şarkının rap kısmının sizin öldürdüğü, slow kısmın ise sizi iyileştirdiğini söylüyorlar. (kill me heal me)

Bullet Journal #1 || Aralık 2017 Bullet Journal

Merhabalar pek sevgili hestiagunlukleri okurları. Nasılsınız? Ben iyiyim, hatta bu aralar daha planlı yaşayabildiğimden bir tık daha iyiyim. Yanlış anlamayın he konuya bağlamak için öyle demiyorum gerçekten planlı olunca işlerimi halledince halledemediğimi de direk planlıma ekleyebilince huzur doldum.  En azından şu an bu konuda full heyecan barı ile dolaşıp her gün bujomu özenle doldurduğum için böyleyim. İlerleyen zamanlarda boşverip bırakır mıyım bilmiyorum ama umarım bırakmam. Hayatımın hiçbir zamanında günlük tutmayı sevmedim ama bujo bir nevi günlük de oldu benim için.

***Durmadan konuşup asla susmayacakmışım gibi bir his var içimde.

Nedir bu Bullet Journal (BuJo)? İki kelime ile özetlersek ajandanın kişiseli. Kendine özel, nasıl istiyorsan öyle. Ne takip etmek istiyorsan, neyi düzene sokmak istiyorsan, neyi sonrasında bakınca hatırlamak istiyorsan...
Tüm bunlarla kendi ajandanızı oluşturuyorsunuz. Her bujoya başlayan gibi bir noktalı defter almaya çalışıp çektiğim çileleri şu yazımda uzuuun uzuuun anlatmıştım. O yüzden oraları geçiyorum. Ben aynı yazıda bahsettiğim dream cathcer kapaklı olana aralık ayı programını çizerek başladım aslında. O zaman hala noktalı defter bulamamıştım. Ama bulunca da onu bırakmak istemediğimden çizgisiz defteri boşverip noktalıya yeni bir Aralık ayı programı yaptım. Başlamadan önce neleri takip etmek istiyorsunuz diye net karar verirseniz daha kolay ilerlersiniz.

Öncelikle her bujonun olmazsa olmazı içindekiler bölümü. Sayfaları numaralandırıp içindekiler bölümü oluşturdum. Benim için şu an çok bir önem teşkil etmiyor ama defteri doldurunca ne nerede diye bakmak için kullanışlı olur.

Kırtasiye & Kitap & Miniso Alışverişi

Selamlar, selamlar...
Kore dizisi yazılarından sonra değişik geldi değil mi? Ben bile sıkıldım yani haklısınız. Son zamanlarda vaktim de azaldı bir de onun da etkisi var bu çabuk sıkılmalarımda. Vaktim mi azaldı ben mi kullanmayı bilmiyorum orası tartışılır tabi. Kendimi de bildiğimden hemen vaktimi nasıl planlarım nasıl verimli kullanırım peşine düştüm. Sonuç olarak hep bakıp özendiğim ama asla totomu kaldırıp bunun için bir adım atmadığım bujoya (bullet journal) başlamaya karar verdim. Sonra oturdum düşündüm bana neler lazım diye...

Öncelikle noktalı bir deftere ihtiyacım vardı. Başlamadan önce neden noktalı diye bir süre düşünmüştüm ama sonrasında çok net anladım. Bir de güzel kalem bulabilirsem evdekilere destek olarak iyi olur dedim. Altın rengi kalemim yoktu mesela. Bir de benim derste not tutacak defterim de kalmamıştı böylece bir kırtasiye alışverişi yolu gözüktü.

İlk olarak noktalı defterimi bulabileceğimi düşündüğüm için minisoya gittim ama yoktu. Altın rengi kalem almak istiyordum ama altın rengi garip bi renkti altın gibi değildi, onu da bıraktım. Yine de hem elim boş çıkmak istemediğimden hem de ne zamandır aklımda olan kulaklıklarından deneyeyim dedim ve şu kulaklığı aldım.

Fiyatı 14.95 TL ve fiyatına göre de baya kaliteli. Tek sıkıntı kulakiçi olması sanırım pek rahat değil yani. Ama dışarıya epey az ses verdiği için ve sesin temizliği için bunu görmezden geliyorum. Tabi fiyat avantajını da unutmamak lazım.

En İyi 15 Kore Dizisi Çifti

Selamlar herkese...
Yeni bir liste yazısı ile karşınızdayım. Ama bu sefer bir sıralama yok, favori çiftlerimi rastgele sıraladım. Sadece 15 çifte indirmem bile çok uzun zaman aldı bir de sıralama yapmaya çalışsam işin içinden çıkamazdım herhalde. Şimdi çiftlerden kısa kısa bahsedelim.

Oh My Venus  // So Ji Sub + Shin Min Ah

İki oyuncuyu da başka çiftlerde izledim ve açıkçası buradaki uyum bir başkaydı. Bunu izlemeden önce Gumiho çifti favorimdi ama So Ji Sub'la gördükten sonra favori çiftim değişti. Mimikleri, flörtleri, kavgaları, küslükleri her şeyiyle mükemmel bir çiftti.

Efsane Kore Dizisi Sahneleri

Selamlar, selamlar, selamlar...

Bu listeyi hazırlama fikri aklıma geldiğinde ''vayy be ne sahneler geliyor aklıma neyi yazacağımı şaşırırım şimdi'' diye düşündüm ki öyle de oldu. Listeyi hazırlarken epey zorlandım. Ama asıl sıkıntı şu ki nasıl yazacağım? Video yükleyeyim desem videolar sonradan telife takılıyor ve kaldırılıyor, biraz gif ararım ama hepsini bulabileceğimi sanmıyorum. Replikleri yazabilirim ama bazısının repliği bile yok sahne etkileyici. Kendim gif hazırlayabilirim ama bu da çok vakit alır. Bilemiyorum yani bir yola çıktım ama bu işin içinden nasıl çıkacağım.

Söylememe gerek yok herhalde ama yine de ben eşeğimi sağlam kazığa bağlayayım.
BU YAZI SPOİLER İÇERİR!

                                                     Lie to Me (Bölüm 9)

Lie to Me'de Yeun Eun Hye'nin ağlayarak saçlarını kestiği sahne, efsane sahneler denince ilk aklıma gelen sahne oldu. Kesmeyi bitirince gözleri dolu dolu 'güzel oldu' demesi beni hüngür hüngür ağlatmıştı.

Aliexpress Alışverişi #2

Selamlar, selamlar, selamlar...
Yeppyenii bir yazıyla karşınızdayım. Aliexpress!
Aliexpress nedir, nasıl alışveriş yapılır, ben başka neler aldım gibi konularda daha ayrıntılı bilgi için yazının en altındaki alakalı yayınlar bölümünden geçiş yapabilirsiniz.

Tinkle 1.71$

Bu tinkleları ben normalde Rossmann'dan alıyordum ama tutulunca 4,95 olan ikili paketi 12,95 yapmışlar. Bu duruma sinirimden onları bırakıp alisexpressten alayım dedim iyi ki de öyle yapmışım. Yarı fiyatına üçlü paket almış oldum.

Tinkle için tık tık

Yarım Bıraktığım Kore Dizileri

Eveeet yeni bir yazıyla karşınızdayım.

Bu sefer iyi dizileri değil de BANA GÖRE kötü dizileri konuşacağız. Aslında kötü demeyeyim sizin sevdiğiniz bir dizi de bu listede yer alabilir, bilemem. Ben sevmedim, bana uygun değildi. Bitiremedim ve hiç huyum olmamasına rağmen yarım bıraktım.

Moorim School

Moorim School konusunu görür görmez çok merak ettiğim, izlemek için sabırsızlandığım bir diziydi. İlk bölümünü de zevkle olmasa da sıkılmadan izledim. Ama nedense sonrasında beni bağlayamadı kendine. İlerlete ilerlete izleyim dedim bu sefer bir şey anlamamaya başladım. Ne bileyim kendi de ara ara kopuk gibi geldi bana. Karakterlere de ısınamadım bir türlü birkaç bölüm içinde de bıraktım o nedenle.

En İyi 15 Fantastik Kore Dizisi

Mer-ha-baa-laaarrr !!!
Son zamanlarda yazdığım kore dizi yazılarının belki de en zorlandığım bölümü oldu bu yazı. O kadar çok fantastik kore dizisi izlemişim ki liste hazırlamak çok zor oldu. Tam yazdım bitirdim derken yazmadığım ama illa bu listede olması gereken başka bir dizi aklıma geldi ve hep yeniledim. En son bu halinde karar kıldıktan sonra ise 10 dizi olarak başladığım yazı bonuslarla 17 dizi olmuş.

15.Sensory Couple

Ortalama bir fantastik dizi. Konusu ve oyunculukları güzel. Sadece ara ara tempo yavaş ilerlediği için bunalttığı zamanlar oldu ama ne olursa olsun iyi bir fantastik diziydi. Konusu da baya orijinal olduğu için diğer dizilerden öne çıktı benim için. Kokuları gören kızımıza da bayıldım. Dizi biraz polisiye değil de farklı olsaymış daha çok yakışıp daha iyi olabilirmiş ama böyle de güzel.

En İyi 10 Aşk-Nefret İlişkisi // Kore Dizisi

Selamlar hestiagunlukleri okurları...
Yepyeni bir kore dizisi listesi ile karşınızdayım. Bu yazının konusu birbirlerinden delice nefret ederek (tek taraflı ya da karşılıklı) başlayıp sonrasında sırılsıklam aşık olan çiftlerimizden bahsedeceğiz. Bu çift türü -türü? ne desem karar veremedim- benim en sevdiklerim. Özellikle birbirlerinden nefret ettikleri kısımda çok eğlendiğimi söylemeliyim.

Şimdi listemize başlayalım.

10.You're Beatiful

Eskilerden bir çiftle başlayalım dedim. Hatırlarsanız Hwang Tae Kyung kök söktürmüştü Go Mi Nam'a. İzlemesi eğlenceliydi gerçekten Tae Kyung'un çocuksu nefreti ve kızın o nefrete rağmen  saflığı.

Saadet Hanım / Oyun Yorumu || Tiyatro

Ahmet Levent Pala'nın yazdığı Tolga Yeter'in yönetti İBB Şehir Tiyatroları'na geçen sene girmiş bir oyun Saadet Hanım. Ben oyunu Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde izledim. Oyun 100 dk sürüyor ve 2 perde şeklinde.

Perde açıldığında bir banka görüyoruz. Öğle tatili bitmiş ama henüz o tatil havası bitmemiş şubede. Güvenlik görevlisinden tutun müdürüne kadar herkes boş boş vakit geçiriyor diyebiliriz. Bu sırada emekli ilkokul öğretmeni Saadet Yurtlu bankaya para çekmeye geliyor. Para çekip biricik oğlu Sermet'e hediye alacak çünkü bugün Sermet'in doğum günü. Sahneye çıkar çıkmaz güvenlikçinin lakayt tavırlarıyla karşılaşan Saadet öğretmen 'İşte bunlar hep müfredat yüzünden.' mesajını verip beklemeye başlıyor. O sırada bankayı kafasına çorap geçirmiş 3 kişi soymaya geliyor ve oyun asıl şimdi tüm temposuyla başlıyor.

Oyunu madde madde inceleyeceğiz ama genel olarak düşünecek olursak ben sevdim.Özellikle başroldeki Saadet Yurtlu'yu oynayan Nilgün Kasapbaşoğlu'na bayıldım. 

En iyi 10 Zengin-Fakir Kore Dizisi

Merhabalar herkese...
En iyi Running Man Bölümleri serisi çok sevilince neden dizileri yazmayayım diye düşünerek bir yola çıktım dostlar. Bunu nasıl kategorilendireyim diye düşünmek beni çok yordu çünkü romantik komedi gibi klasik kategoriler yapsam bu işin içinden çıkamayacak kadar çok dizi var. Ben de ilk kategori olarak Zengin-Fakir kategorisini uygun gördüm :D

Zengin kız fakir oğlan / Zegin oğlan fakir kız dizileri. Ana konu bu zenginlik olmayabilir ama yine de durum böyle olan her dizi bu kategoriye girer. Söylememe gerek yok ama bu diziler BENİM İZLEDİĞİM kore dizileri arasından seçildiği için sizin çok sevdiğiniz bu tarz dizi olup da listede olmayabilir, doğaldır.

Miniso Japan Kırtasiye Alışverişi

Selamlar hestiagunlukleri okurları...

Bugün bu blogda pek yer almayan bir alışveriş yazısı ile karşınızdayım. 

Geçenlerde tamamen tesadüfi evimin yakınındaki bir alışveriş merkezinde gezerken Miniso Japan'ı keşfettim. Sonrasında internette biraz araştırınca fark ettim epey ünlü bir yermiş. Türkiye'de sayılı şubesi yeni açılmış olan (sadece İstanbul'da var sanırım), japon ürünleri satan bir mağaza zinciri.

Ben de denk gelince ve içerideki kalabalık dikkatimi çekince girip kurcaladım. Ürün yelpazesi çok geniş aslında kozmetikten teknolojiye, kişisel bakımdan ev eşyalarına varana kadar birçok çeşit var. Ama mağaza yağmalanmış haldeydi, neredeyse yarım saat dolaştım ama ürünler biraz hırpalanmış olduğundan ve bazı ürünler hiç olmadığından birkaç parça kırtasiye alışverişi yapabildim sadece. 

Gelelim bu ürünlerin neler olduğuna...

Doctors vs. Kalp Atışı

Bir dizi karşılaştırma yazısı ile tekrar karşınızdayım güzel hestiagunlukleri okurları...

Pek hakim olmadığım lakin sizin için göz gezdirdiğim bu iki diziyi beğendim aslında. Neden hakim olmadığıma gelirsek, bundan önce yazdığım dizi karşılaştırma yazılarında en azından kore versiyonlarını full izlemiştim. Bu dizilerin ise Türk versiyonun 1 bölümünü Kore versiyonun 3 bölümünü izledim ki bu da aşağı yukarı denk oluyor.

Kalp atışının izlediğim 1 bölümü 2 saatten biraz daha uzundu. Doctors ise 55 dakikalık bölümler olduğundan Kalp Atışı'nın 1 bölümü aşağı yukarı Doctors'ın 3 bölümüne denk.

Dizilere ayrı ayrı tanıtıma gerek yok çünkü bu iki dizi birbirinin kopyası :)

Jiggylypuff Muhabbette #3 / Kitap okumama nedenleri (bahaneleri)?

Merhabalar, merhabalar...
Muhabbet serisinin 3. yazısına hepiniz hoş geldiniz!
3. yazımızın konusu kitap okumama nedenleri/bahaneleri.

Bu konu öyle durup dururken aklıma gelmedi. Son zamanlarda kitap tembelliği yaşıyordum. Özellikle bir kitaba başlamak çok zor geliyordu. Başlayınca da yavaş yavaş (ki hiç huyum değildir) uzata uzata elimde süründürerek okuyordum. Geçmiş zaman eki ile konuşuyorum ama daha tam atlatmış da sayılmam açıkçası. Toparlamaya çalışıyorum. Bu durumdan insanlara yakındığımda da (kitap okuyan okumayan) herkes hemen hemen aynı nedenleri öne sürüyordu. Sonradan fark ettim ki bunlar kitap okumamak için neden değil, sadece bahane. Peki neler bu bahaneler?
Benim çevremde sürekli duyduğum, tekrar tekrar önüme sunulan bazı nedenler var.

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu / Kitap Yorumu

Bilinmeyen bir kadının mektubu, bir kadının platonik aşkına yazdığı upuzun bir mektuptur esasında. Bir erkek nasıl bir kadının ağzından bu derece duygulu yazabilir gerçekten hayranlık uyandırıcı.

-Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?

Bir Yudum Kitap nedir?

Merhabalar hestiagunlukleri okurları.

Şimdi geleceğe umutla bakmamızı sağlayan ufak olaylardan olan biryudumkitap projesi ile karşısınızdayım. Ben nereden duydum da üye oldum, düşün düşün hatırlayamadım maalesef. Ama yaklaşık bir buçuk senedir bu projeyi bayılarak takip ediyorum. Peki nedir bu biryudumkitap?

Uzun bir dönem kitapyurdu'nda çalışmış sonra ise Folx Digital'i kurmuş Alparslan Demir'in başlatıığı bir proje. 'Her sabah bir yudum kahve, bir yudum kitap kalbinize iyi gelir.' diyen biryudumkitap.com sabah 08.00 civarı size bir kitaptan bir iki sayfalık bir pasaj mailliyor.  Uyanır uyanmaz 5 dakikanızı ayırıp minik bir pasaj okumak hem mahmurluğunuzu alıyor hem de yeni kitaplar keşfetmenin zevkiyle güne başlıyorsunuz. 

Train To Busan / Film Yorumu

Konusu:

Tehlikeli ve durdurulamayan bir virüs Güney Kore ülkesini etkisi altına alır. Bu sırada Seul'den Busan'a gitmekte olan bir hızlı trenin  yolcuları hayatta kalma mücadelesi verecektir.

Kısa bir konu verildiği için bir de ben anlatayım. Bencil, iş kolik bir baba ve kızı -kızını boşandığı annesine götürmek için- Busan'a doğru yola çıkıyorlar. Bu sırada virüslü bir kadın bu trene biniyor ve trenin zombi macerası başlıyor.

Hediye kitap almak? & Okunmayı Bekleyenler...

Eveett. Aradan geçen üç aydan sonra merhabalar hestiagunlukleri okurları.

Üç aydır neredeyim geyiği yapmayacağım bu sefer hayat işte deyip geçiyorum sevgili okurlar. Bugün sizlerle biraz sohbet edelim istiyorum.

Merak ediyorum hediye olarak kitap alsanız sevinir misiniz?

Kitap benim en sevindiğim en havaya uçtuğum hediyelerdendir. En garanti hediyedir aynı zamanda. Kitap okuyan bir arkadaşınıza alınacak en garanti hediye sevdiği bir yazarın kitabını almaktır. Böyle  hediye verdiğinizde ve karşıdaki beğenmediğinde suratında oluşan yapmacık bir gülümseme olur ya. Sizi sevdiğinden kırmamak için beğenmediğini belli etmez ama siz anlarsınız içten içe. Hayatımızın en üzücü anlarından olabilir. İşte o anı yaşamamak için hepimiz garanti hediye peşine düşeriz :)

28 Mayıs da benim doğum günümdü ve yakın arkadaşlarım hediye peşine düşüp eziyet çekmesinler diye herkese bir kitap listesi sundum ve üçer beşer listeyi tamamladık :) Benim için iyi oldu ama çok kitap biriktiği için de ne okuyayım nerden başlayayım diye kafayı yedim. Bu yeni kitaplardan ufak ufak bahsetmek istiyorum şimdi de. Tabii ki inceleme yazısı gibi uzun uzadıya olmayacak zaten çoğu okunmayı bekliyor ama yine de fikir olur size de. Bu arada bu kitapların çoğunu biryudumkitap topluluğu sayesinde keşfettim ve onlara ayrı bir yazıda yer vereceğim için şimdilik uzun uzun bahsetmeyeceğim.

En İyi Running Man Bölümleri #3

Evveeettt hestiagunlukleri okurları! (Bunu inanılmaz neşe ile yazdığımı düşünün.)
Bugün inanılmaz heyecanlı geçtim klavyemin başına çünkü hem çok beklenilen hem çok sevilen serinin 3. yazısı burada. Efsane RM bölümleri!

Her zamanki gibi bölümler arasında iyi-kötü sıralaması yok. Yayınlanma sırasına göre yazdım.

1) 130. Bölüm : 1938'de Son Hayatta Kalanı Bul

Konuk: Konuksuz

Takım: Takımsız

Yorum: Daha önce bahsetmiştim ben RM'de en çok konuksuz bölümleri severim daha kafa karıştırıcı daha zor olduğu için. Bu da en sevdiğim en akıl oyunları dolu olan bölümlerden. Aynı zamanda Monday couple severler için tatlılıklar da var :)

2) 140. Bölüm : Zombi Virüsünün Tedavisini Bul

Konuk: Konuksuz

Takım: Takımsız

Yorum: Lee Kwang Soo'nun virüse tepkisi için bile izlenir bir bölüm. Diğer zombi bölümünün bir tık altında ama yine de epey komik.

İmkansızın Şarkısı / Kitap Yorumu

Merhabalar...

Davullar çalsın, herkes oynasın sonunda Murakami ile tanıştım!

Siz de bunu başlıktan farketmişsinizdir zaten. Zira bugün burada İmkansızın Şarkısı hakkında konuşmak için toplanmış bulunuyoruz.

Konusu:

Bir yolculuk sırasında Beatles’ın “Norwegian Wood” adlı parçasını duyan kahramanımız 37 yaşındadır ve bu parça onu Tokyo’da geçirdiği üniversite yıllarına götürecektir. En yakın arkadaşının intihar edişi, geçen zamanın ardından onun kız arkadaşıyla yakınlaşması, araya giren zorunlu ayrılık ve yeni bir kız arkadaş. “İmkânsızın Şarkısı” yalın, çarpıcı ve sıcak bir aşk hikâyesini anlatıyor. Yazarı HARUKİ Murakami Japon edebiyatının aykırı, ama en çok okunan yazarı. Japon geleneklerinin dışında geliştirdiği üslubuyla adından çok söz ettiren Murakami’yi dünyaya tanıtan roman “İmkânsızın Şarkısı”.

Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları / Kitap Yorumu

Selamlar herkese... Kitap yorumundan önce söylemek istediğim birkaç şey var. Muhabbet yazılarından beri ve onun öncesinde uzun zamandır kitap, dizi, film yorumu yapamadım. Bu tamamen benim meşguliyetimden dolayı diyordum ama bir yandan da yazasım da pek yoktu açıkçası. Nedense blogla ve yazı yazmakla uzaktan yakından alakam kalmasın istediğim bir dönemden geçtim ama şu an ansızın bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Bunun en büyük nedeni yorumunu yazacağım kitap. Açıkçası kitabı bitireli 6 saat falan oldu ve zaten hepsini de 1,5 günde (aslında tek oturuşta ama arada uyudum akşam başladığım için) bitirdim. Bu kadar çabuk okuyup hemen yorum yazmaya koşmak ne kadar doğru bilemiyorum belki üzerinden zaman geçse daha objektif bir yorum yazısı olurdu. Ama şu an bu yazıyı yazmazsam çatlayacağım çünkü yanımda kitap ile ilgili konuşabileceğim kimse yok ve ben çok doluyum.

Yani daha sonra fikrim değişir ya da bazı düşüncelerim daha netleşirse yazıyı güncelleyeceğime söz veriyorum. (Anında yazdığım için fotoğraf da çekemedim, gün ışığını çoktan kaçırmıştım. Fotoğrafı da güncellemeye çalışacağım.)

***Güncellendi.

Kağıt Ev / Kitap Yorumu

Konusu : 

Bazı insanlar kitap okumaz, bazıları okur ve kimileriyse okumakla kalmayıp onlarla birlikte yaşar. Kağıt Ev, işte bu kitap tutkunlarından Carlos Brauer'in ve onun -bir edebiyat profesörü olan- Bruma Lennon'la olan gizemli ilişkisinin, bu ilişkinin gün yüzüne çıkmasına neden olan bir Joseph Conrad cildinin, kitap ve okuma aşkıyla dolu yaşamların hikayesi...

Arjantinli yazar Carlos Maria Dominguez'in Kağıt Ev'ini Seda Ersavcı İspanyolca aslından çevirmüş. Kitabın içinde yer alan çizimler Peter Sis'e, kapak fotoğrafı Cem Ersavcı'ya aitmiş. 

Kitabın içindeki çizimlere bayıldım gerçekten.

Jiggylypuff Muhabbette #2 / Çocuk yapabilme ehliyeti !

Mer - ha - baaaaaa!!!

Uzun süren yokluğum için özür dileyerek başlıyorum yayına. Vizelerdi, projelerdi, sunumlardı derken bir baktım Nisan bitmiş. Bense koskoca Nisan ayında sadece bir adet yazı yayınlamışım. E doğal olarak bu Nisan'ın son gününde -hazır vakit de müsaitken- bir yayın ekleyeyim dedim. Neyse efendim uzatmayayım ne yazayım diye taslaklar arasında dolanırken bu başlığı gördüm ve özellikle son zamanlarda bu konu gözüme gözüme inanılmaz sokulduğu için bu yazıyı yayınlamak istedim.

  Bu arada bu çocuk yapma konusundaki düşüncelerimi Detachment yazısında (okumayanları buraya alalım) bahsetmiştim.

**-İnsanlarda ebeveyn olmadan önce bazı şartlar aranmalı ve bu konuda onlara eğitim verilmeli. Bunu evde denemeyin!   -Detachment

  Hayatımda tüm kalbimle katıldığım başka bir cümle hatırlamıyorum. İnsanlar evlenir evlenmez çocuk yapmaya bayılıyorlar nedense. Ama çoğu bunun sadece bir sonraki level olmadığını görmüyor. Yani bir birey yetiştireceksiniz düşünsenize, tamamen sizin şekillendireceğiniz bir insan olacak. Daha kendiniz karakteri oturmamış bir insanken nasıl başkasına doğru karakter aşılaması yapabilirsiniz? Tamam herkes çocuk sahibi olmakta özgür. Ama 17 yaşındaki bir anne, daha kendi büyümemişken başka bir çocuk büyütebilir mi? Kendisinin daha bir anneye ihtiyacı varken bebeğine ne kadar annelik edebilir?

Jigglypuff Muhabbette / Kendi kendini mutlu edebilme yeteneği!

Merhaba!

Bugün tuzla pendik arasında bir yerde otobüsün camından uzaklara dalıp klip çekiyormuş gibi davranırken bir şey dikkatimi çekti. Bir abi çimlere uzanmış. Uzanmış ama öyle böyle değil sanki oraya devrilmiş gibi. Yüz üstü yatıyor. Montu kenarda, ayakkabıları ayak ucunda. Sanki tam oraya kadar gelebilmiş, tam o noktada gücü tükenmiş ve ayakkabılarını çıkarıp yüz üstü kendini salmış gibi. Ama orada huzuru da bulabilmiş gibi.

Güneşin altında uzanan abiyi görünce düşünmeye başladım. O abinin hiçbir işi yok muydu o an yapacak? Eminim ki vardır. İş sahibi olmayan birine benzemiyordu. Hiç olmasa ailesi vardır ya da en azından orada uzanmaktan başka yapacağı mutlaka bir şey vardır. Ama o orada uzanmayı seçmiş.

Bazen kendimize kendimizle vakit ayırmalıyız. Çevrede dönen hayattan izin alıp ufak bir tatile çıkmalıyız. En azından insan arada bir kendini şımartmalı bence. Kişiden kişiye değişir ama şu kendilerini, sevgililerini dünyanın en mutlu insanı etmeye adayan insanları düşünün. Bilmiyorum sizin çevrenizde ne kadar var bu insanlardan ama benim çevremde bu insanlar azımsanamayacak bir orana sahip
 O insanlar bir gün olsun 'ya ben ne istiyorum, ben nasıl mutlu olurum?' demiyorlarsa orada bir problem vardır. İnsan bazen kendisinin sevgilisi olup sadece kendini mutlu edecek bir zaman ayırabilmeli.

English home Ürün İnceleme

Selamlar, selamlar...

Nasılsınız hestiagunlukleri okurları? Ben iyiyim. Okul yoğunlaşmadan ara ara yazmaya çalışıyorum bu aralar, sınavlar başlayınca yazmaya fırsatım olmuyor çünkü. Aslında kitap yorumu yazacaktım ama geçenlerde English Home'dan minicik bir alışveriş yaptım ve hem tükenmeden sizlerle de paylaşayım alın istedim hem de görüp bilip almakta tereddüt edenlere fikir olur diye düşündüm.

En İyi Running Man Bölümleri #2

Herkese Merhabaaa!!!

Evet bugün En İyi Running Man bölümlerinin ikinci yazısındayız. Öncelikle ilk yarısını okumayanları hemen buraya, 'RM nedir bilmiyorum burada neler oluyor Allah aşkına' diyenleri şuraya alalım.

İlk yazıda da dediğim gibi bölümler yayınlanma sırasına göre. Daha iyi daha kötü diye sıralamadım  yani bu bölümlerin hepsi aşırı komik, herhangi birini izlemekten pişmanlık duyacağınızı düşünmüyorum.

e 1) 219. Bölüm : Ak Şövalyeler vs. Kara Şövalyeler

Konuk : Wang Ji hye, Han Ye sul, Hang Sang Jin,  Joo Sang Wook, jung Gyu Won 

(Birth of a Beauty)

Takım : Kırmızı / Ak Şövalyeler Takımı ( Jae Suk, Haha, Kwang Soo, Han Ye Sul, Hang Sang Jin) - Mavi / Kara şövalyeler Takımı ( Wang Ji Hye, Song Ji Hyo, Gary, Suk jin, Jong Kook, Joo Sang Wook, Jung Gyu Won)

Yorum : Wang Ji hye ve Han Ye Sul beni inanılmaz eğlendirdi. Dizilerdeki donuk, gerçek hayatta da böyleler kesin diye düşündüğüm isimleri RM'de tanıyınca şok oluyorum bazen. Bu isimlerde öyle. Çok çok eğlenceliydi. İşin içine az buçuk oyunculuk girince RM daha eğlenceli oluyor.

En İyi Running Man Bölümleri #1

Meerr-haaaa-baaaaa!!!
Ay çok heyecanlıyım bu yazım için. Çoookk zevkli çook eğlenceli bir yazı olacak inşallah. Bu bölümde efsane Running Man bölümlerini toparlayacağım.

Ben tanıtımla bölümleri ayırdım ama bölümleri eleye eleye en fazla 30'a çekebildim. E o da çooook uzun bir bölüm olacağı için bölümleri de ikiye böleceğim ve 15-15 şeklinde yayınlayacağım.

Bölümler arasında kıyaslama yok sadece en eskiden en yeniye şeklinde ilerleyecek.
RM'i 92. bölümden itibaren çevirmişler ve bu yüzden daha öncesinde de favorilerim olmasına rağmen 92. bölümden itibaren ele aldım.

Evet gelelim benim FAVORİ RUNNİNG MAN bölümlerime :)

1) 100. Bölüm : Tanrıların savaşı

Konuk : Kim Hee Sun
Takım : Takımsız
Yorum : İzlediğim en komik RM bölümleri içerisine almasam olmaz. Kim Hee Sun'u sadece Faith'de izlediğim için sevmek sevmemek gibi bir düşüncem yoktu ama bu bölümden sonra bayıldım. Gerçekten çok eğlenceli bir kadın. Bölüm de konsepti olan bölümlerden olunca tadından yenmedi gerçekten.

My Annoying Brother (Hyung) / Film Yorumu

Konusu:

Doo Young (D.o- Exo Do Kyungsoo) judoda gelecek vaat eden bir sporcudur. Bir karşılaşma sırasında Doo Young kaza geçirir ve judoyu bırakmak zorunda kalır. Dolandırıcılıktan hapse giren Doo shik (Jo Jung Suk) ise kardeşi Doo Young sayesinde cezaevinden tahliye olur. 15 yıl sonra eve dönen Doo Shik birbirinen nefret etselerde kardeşi ile yaşamaya başlar.

Filmin orijinal adı Hyung. Yani Abi. Çok kısa ve öz bir isim olmuş :)

İki kardeşin rekabetini izliyoruz denebilir. Aşk dramlarından sıkılanlara birebir. Ben dizide aşk izlemeyi seviyorum ama filmlerde böyle aile konulu filmler beni daha çok çekiyor. Burada da Jung Suk dolandırıcı bir abiyi, D.o ise onun kardeşini canlandırıyor.  

Running Man Devam Ediyor!

 Merhaba hestiagunlukleri okurları.

Geçenlerde Running Man izlerken bir bitecek bir devam ediyor maratonunda ben neden RM'i yazmıyorum dedim. Önce bir RM tanıtım yazısı yazmaya karar verdim. Ama RM yaklaşık 340 bölüm olduğundan en güzel, en komik bölümleri izlemek istiyorsunuz ve bunun için yabancı bloglarda gezmeniz gerekiyor. Geçenlerde bir arkadaşım da hangi bölümleri izleyeyim diye sorduğunda farkettim ki bu konuda epey bilgim var. Bu yüzden de yazıyı tanıtım + en güzel bölümler haline çevirdim. O da baya uzun bir yazı olunca ikiye böldüm ve siz de şu an tanıtım yazısını okumaktasınız.

  Öncelikle nedir bu Running Man?

Kore'yle az çok ilgisi olan, dizilerine göz atmış olan herkes Running Man'i duymuştur. 11 Temmuz 2010'dan beri SBS kanalında yayınlanan bir varyete programı. Genel olarak özetlersek ünlülerden oluşan bir ana ekip bazen konuklarla bazen konuksuz her hafta yarışıyorlar. Oyunların bazısı fiziksel bazısı akıl oyunları oluyor ve gerçekten çok kaliteli bir iş çıkarıyorlar. Açıkçası eskiden eski yazarlarla daha iyiydi sonra bir durakladı bölümler ama şu an yeniden toparlıyorlar. Bir sürü anlaşmazlıklar oldu, iptal edilecek dendi ama devam etmeye karar vermişler.

The Freedom Writers (Özgürlük Yazarları) / Film Yorumu

Konusu:

Genç bir öğretmen kendisini, öğrencilerine hoşgörü kavramını, bunu önce kendileri üzerinde uygulamayı ve eğitim sözcüğünü, okul hayatlarının ötesine taşımayı öğretmeye adamıştır. İdealist öğretmen Erin, çok başka dünyalardan gelen karakterlerle uğraşmak zorundadır. Aslında farklı ırklardan gelen bu öğrenciler için okul, sadece yaşları gereği orada bulunmak zorunda oldukları bir yerdir.

Erin kendi yöntemleri ile onlara yakınlaşmaya çalışsa da bu niyeti daha da büyük tepkilere yol açar. Çünkü öğrenciler, hayatta yüzleştikleri ırksal ve toplumsal acı gerçekleri farkına vararak öğretmenlerinin saf idealizmi bırakmasını isterler. Zaman içinde onlarla iletişim kurmayı başaran Erin, her biri birbirinden farklı hikayesi olan bu gençleri, kendi hikayelerini yazmaları ve bunu da birbirleri ile paylaşmaları konusunda cesaretlendirir. Oscar ödüllü oyuncu Hilary Swank'in rol aldığı film, Erin Gruwell isimli gerçek hayat öyküsünden uyarlanmıştır.

İlk olarak film hakkında yorum yapmadan önce söylemeliyim ki konu çok klişe. Antonio Banderas'ın Take the Lead'i ( Türkçe'ye Korkusuzlar olarak mı çevrilmişti?) ya da Dangereous Minds gibi filmler bu klişenin ve bu tarz filmlerin farklı versiyonları diyebiliriz. Bir idealist öğretmen gelir ve bütün öğrencilerin hayatını değiştirir. 

Ruhlar Kütüphanesi (Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları #3) / Kitap Yorumu

Konusu:

Tuhaf çocukların hikayesi, serinin üçüncü kitabı Ruhlar Kütüphanesi ile son buluyor. Olağanüstü güçlere sahip bir çocuk. Ölümcül canavarlardan oluşan bir ordu. Tuhafların geleceği için verilen destansı bir savaş.

Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları ile başlayan ve Gölge Şehir ile devam eden macera, Ruhlar Kütüphanesi'nde nefes kesici bir son buluyor. Öykümüz 16 yaşındaki Jacob'ın yeni bir özel güç keşfedip, tuhaf yoldaşlarını sıkı korunan bir kaleden kurtarmak için tarihin içine dalmasıyla başlıyor. Bu yolda Jacob'a, ateşi kontrol edebilen Emma Bloom ve kayıp çocukları bulmakta üstüne olmayan Addison MacHenry adlı bir köpek eşlik ediyor.

Uzunca bir aradan sonra hepinize tekrardan merhaba...

Yazacak o kadar çok şey birikti ki nereden başlasam diye iyice bir düşünmem gerekti. Öncesinde ne yazsam ne yazsam diye düşünüp konu azlığından yakınırken şimdi de çokluğu yoruyor.

Ama en sonunda bir devri kapatmaya ve Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları serisine son noktayı koymaya karar verdim.

Aliexpress'ten nasıl alışveriş yapılır? Nelere dikkat etmek gerekir?

Selamlar, selamlar, selamlaaar...

Bugün yepyeni değişik bir yazıyla karşınızdayım. Geçenlerde şurada Aliexpress alışverişimi yazmıştım. Hazır aldıklarımı yazmışken Aliexpress'ten nasıl alışveriş yapılır nelere dikkat edilir bunu da anlatayım dedim.

Öncelikle Aliexpress Çin'den alışveriş yapabileceğiniz bir alışveriş sitesi. Burada fiyatı 50 tl olan bir şeyi aliexpresste 3 dolara bulabilmeniz mümkün. Ayrıca inanılmaz bir ürün yelpazesi var. Aklınıza gelebilecek her şeyi aliexpresste bulmak mümkün. Uygun fiyatı ve ürün yelpazesi yüzünden çok tercih edilen bir site evet ama bu sitenin de dezavantajları var.

İlk dezavantajı beklemek. Ürünler Çin'den geldiği için elinize ulaşması 1-2 ayı buluyor ve bence aliexpress alışverişlerinin en sıkıntılı yanı bu. Özellikle benim gibi sabırsız bir insansanız, beklemeye tahammülünüz yoksa sizi çok zorlayacaktır eminim.

Kaptan Fantastik / Film Yorumu

Konusu:

Ben Cash, ABD'nin Kuzeybatı Pasifik ormanlarında, 6 çocuğu ile beraber bir kabinde medeniyetten izole bir hayat yaşamaktadır. Bu izole ortamda ebeveynlik, kendi doğrularını yaratmıştır ve çocuklar moderniyete karşı bir bağışıklık kazanamamışlardır. Ben, kendini çocuklarını büyük bir titizlikle hem fiziksel hem de entelektüel olarak yetiştirmeye adamıştır. Fakat karısı Leslie'nin ölümü ormandaki ''düzeni'' de sarsar. Zira çocuklar annelerinin cenazesine katılmak için şehre ve medeniyete dönmek isterler. Ev eğitimi ile yetiştirdiği çocuklarının hem annesi hem babası olan Ben için bundan sonrası ormandaki hayattan daha zor olacaktır...

Viggo Mortensen başrolde olduğu etkileyici yapımın yönetmeni ve senaristi ise Matt Ross.

Filmi izleyince hemen yorum yazmak istemedim. Bir süre geçsin de üzerinde düşünme fırsatım olsun dedim. Film hakkında tam olarak karar veremedim hala ama yazısını yazmaya hazırım sanırım.

Gölge Şehir (Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları #2) / Kitap Yorumu

Konusu:

Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları'nın macerası Gölge Şehir'de devam ediyor. 3 Eylül 1940. On tuhaf çocuk, ölümcül canavarlardan olışan bir ordudan kaçıyor. Ve onlara yardım edebilecek tek kişi var, o da bir kuşun bedenine hapsolmuş durumda.

Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları'nda başlayan olağanüstü yolculuk, Jacob Portman ve arkadaşlarının, dünyanın tuhaf başkenti olan Londra'ya yaptıkları yolculukla devam ediyor. Orada, müdireleri Bayan Peregrine'e yardım etmenin bir yolunu arayan tuhaf çocukları, savaş yüzünden yaralanmış bu şehrin karanlık köşelerinde korkutucu sürprizler bekliyor. Serinin ikinci kitabı Gölge Şehir de merak uyandıran eski fotoğraflarla heyecan verici bir hikayeyi bir araya getiren,eşsiz bir kitap.

Selam sabah vermeden direk kitaba geçmişim kusura bakmayın. Nasılsınız? Nasıl gidiyor hayat? Ben bu aralar okulun dönem arası olduğundan boşum. Gerçi ev inanılmaz kalabalık olduğundan yapmak istediklerimi yapamadım ama en azından yaptığım kadarını yavaş yavaş blogda yazmak istedim. Bu kitap için D&R ile çok savaş verdiğimden bahsetmiştim size şuradaki yazımda. Malesef bu savaşta galip gelemedim ve sonuç olarak kitaptan da para iadesinden de vazgeçtim. Bir daha da D&R'dan alışveriş yapmamaya kendi kendime söz verdim. Doğal olarak Gölge Şehir'i belki gönderirler diye almıyordum ve en sonunda iki gün önce pdf indirip okudum. 

Bu arada kitabın filmini ve ilk kitabını burada yorumlamıştım. İsterseniz önce ona bir göz atabilirsiniz.

Aliexpress Alışverişi #1

Selamlar hestiagünlükleri okurları...
2 ay kadar önce ve 1 ay kadar önce toplamda 2 kez aliexpressten deneme amaçlı bana ve arkadaşlarıma 20küsür ürün sipariş ettim. Hepsi düşük fiyatlı bu ürünler dediğim gibi deneme amaçlıydı, gelmese de üzülmem diyeceğim miktarlardaydı. Bunların bir kısmı gelince bari dedim yazayım. Çünkü ben bu sipariş verme döneminde tırım tırım blog dolaştım insanlara kesin gelmiş ve benim isteyebileceğim bir şey var mı diye.

Şu ana kadar 8 tanesi ulaştı elimde. Gerçi yazıyı elime ulaşmalarından baya bir sonra yazıyorum. Ama gelmelerine göre tarih vereceğim.

Hepsi ücretsiz ve takipsiz kargo ile geldi. Sitede tracking var ama doğru değildi. Bu ürünlerden birkaçı Çinde gözüküyordu benim elimdeyken.

Goblin / Dizi Yorumu

Selamlar, selamlarr...

Son zamanlarda her yerde gördüğüm, herkesten duyduğum hatta ağır ısrar olarak adlandırabileceğim iki kelime ''GOBLİN İZLE'' idi. Herkese 'tamam be tamam finallerim bir bitsin izlicem, ya bi bekleyin bütler bitsin ne olur' şeklinde karşılık verdiğim uzun zamandan sonra boş kalır kalmaz Goblin'i izledim. İzlerken de hemen peşine yazısını yazmak amacıyla repliklerini de çıkardım. Hazır hafızam da taptazeyken başladım yazmaya...

Oyuncu kadrosu açıklandığında görmüştüm diziyi. Ve hayran kalıp kesinlikle izlenecekler arasına ekledim. İlk olarak Gong Yoo uzun zamandır dizi çekmediğinden heyecanlandım, daha sonra Lee Dong Wook'un ikinci adam rolünü kabul etmesine şaşırdım, son olarak da pek bir sevdiğim Yoo In Na'yı tekrar izleyeceğim için mutlu oldum. Bir kesim başrol olan kadını pek sevmiyormuş sanırım Cheese In the Trap dizisinde pek başarılı değilmiş. Ben izlemedim o yüzden bana bir artısı veya eksisi olmadı. Bazen göze batan yanları vardı oyunculuğunun ama yanındaki adam Gong Yoo olduğu için her türlü kötü oyunculuğu kapatabilirdi, kapattı da.

İkibinonyedi...

Hoşgeldin ikibinonyedi yazısını az kalsın 2017 biterken yazıcaktım, biliyorum geç kaldım. Bir sürü şey girdi araya sınavlar,sunumlar, projeler, seminerler derken en azından ocak çıkmadan yazayım diye boş kalır kalmaz klavyenin başına geçtim.

2017 benim için pek de güzel başlamadı açıkçası. Hayatımda ağlamadığım kadar ağladım bu ay.

Şu anda da dünyadaki en mutsuz insan olmaya aday durumdayım açıkçası ama bütün yıl böyle geçmesin diye bir hedef yazısı yazayım dedim. Hem ben de buradan bakarak ne yaptım ne yapmadım daha rahat görürüm.

Listemin baş hedefi mezun olmak olacaktı aslında ama şu an olmayacak duaya amin demek gibi gözüktüğü için şimdilik onu geçiyorum.

Düşünüyorum bu sene ne yapmak istiyorum? Kendime ne katmak istiyorum? Aralık ayında ne konumda olmak istiyorum?