14 Eylül 2017 Perşembe

Train To Busan / Film Yorumu


Konusu:
Tehlikeli ve durdurulamayan bir virüs Güney Kore ülkesini etkisi altına alır. Bu sırada Seul'den Busan'a gitmekte olan bir hızlı trenin  yolcuları hayatta kalma mücadelesi verecektir.

Kısa bir konu verildiği için bir de ben anlatayım. Bencil, iş kolik bir baba ve kızı -kızını boşandığı annesine götürmek için- Busan'a doğru yola çıkıyorlar. Bu sırada virüslü bir kadın bu trene biniyor ve trenin zombi macerası başlıyor.


 Gong Yoo, Kim So Ahn, Ma Dong Seok ve Jung Yu Mi'nin oyuncu kadrosunu oluşturduğu Yeon Sang Ho'nun yazıp yönettiği 2016 yapımı film. Gong Yoo sevgimi blogu azcık okuyanlar bilir. Ma Dong Seok'u birkaç yapımda yan rollerde gördüm ama başrol olarak izlememiştim. Yine de sevdiğim bir oyuncuydu. Yani oyuncu kadrosunu gördüğümde epey heyecanlandım. 
Bu film hakkında yerden yere vuran yorumlarda okudum, baş yapıt muamelesi yapan yorumlarda okudum. Yerden yere vuran yorumlara hiç katılmadım, baş yapıt muamelesi yapanları da abartı buldum. Korku filmi olarak anılıyor mu bilmiyorum ama tür olarak dram - gerilim - aksiyon diyebiliriz.


Oyunculuklar muhteşemdi. Tabii küçük kızın oyunculuğu apayrı bir yere sahipti. Zombiler bile oyuncuydu yani o derece. 

Zombilerin burada daha hardcore ve hızlı olmasını sevdim. Yavaş yavaş dolanmıyorlardı etrafta. Bu da heyecanı ve adrenalini hiç düşürmedi.

Bir de insanlar inatla 'bu zombi korku filmi gibi değil bikbikbik' şeklinde yorumlar yapıyorlar. Her zombi filmi korku olmak zorunda değil. Aksine drama dönük olması benim gözümde bir artıydı.
Karakterlere ayrı ayrı hem değinilmiş hem değinilmemiş. Şöyle ki yan karakterleri vermişler ama pek derine inmemişler. Yine de yan karakterler çok hoştu.

Mantık hataları yok muydu? Elbette vardı. Ama birkaç ufak durumu görmezden gelerek izlerseniz çok zevk alacağınız, ara ara hönkürerek ağlayacağınız bir film. İzleyebilirsiniz.

-----SPOİLER-----

Bencil ve iş kolik bir adamın başkalarını umursamazken onlar için savaşan, mücadele eden birine dönüşmesi çok naif işlenmişti. Buna zıt olarak da iş adamı olan kötü adamın işler kötüleştikçe daha da bencilleşmesi de gerçekçiydi. 


Keza insanların o anda insani değerlerini boş vermeleri de gerçekçiydi.

Zombilerin karanlıkta görmemeleri ayrıntısını sevdim. 


Filmin en iyi sahnelerinden biri teyzelerin küçüğünün ablasını zombi olmuş görünce ona kavuşmak için kapıyı açtığı sahneydi. Efsaneydi.

Hamile kadının gümbür gümbür koşması, kaçması gereken bazı karakterlerin mal mal durması vs. gibi mantıksızlıklar vardı ama dediğim gibi umursamadan ilerledim.

Filmin sonunu beğenmeyen baya kalabalık bir grup var nedense. Ben de finaline bayılmıştım. İnsanlar nasıl beğenmedi neyi beğenmedi anlamıyorum. Biri işte güçlü onca insan varken hamile kadınla çocuk kurtuldu diye eleştirmiş ama asıl olması gereken oydu. Onca güçlü insanın korudukları insanlar kurtulacaktı tabii ki. Finalde beni tatmin etmeyen tek şey keşke erkeklerden biri de yaşasaydı. İlla Gong Yoo değil diğer abimiz bari yaşasaydı iyi olurdu ama yine de kötü bir final değildi.
--------------------------------------------------------------------------------------------
Yani filmi sevdim hestiagunlukleri okurları. Bu aralar izleyecek bir film arıyorsanız bakın derim. 
Esen kalın diyor aranızdan ayrılıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder