8 Mart 2018 Perşembe

Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer : Safir Mavi (SaphirBlau) / Film & Kitap Yorumu

Aşk tüm zamanların içinden geçer serisinin 2 numarası Safir Mavi ile karşınızdayım.

KİTAP

Konusu:
Acemi bir âşığı geçmişe yollamak iyi bir fikir olmayabilir!
En azından on altı yaşındaki çömez zaman yolcusu Gwendolyn böyle düşünüyordur.
Bu macerada Gideon ve Gwen dünyayı kurtarmak ya da menuet dansını öğrenmek gibi pek çok sorunun üstesinden gelmek durumunda kalacaktır. (Üstelik ikisi de hiç kolay değildir!)
Bütün bunlar yetmezmiş gibi Gideon büsbütün tuhaf davranmaya başlayınca, Gwendolyn artık hormonlarını kontrol altına alma zamanının geldiğini anlayacaktır!
Çünkü işin içinde aşk varken zaman yolculuğu yapmak pek mümkün görünmemektedir...

Serinin ikinci kitabı en az sevilen kitabıymış galiba ama ben ilk kitaptan daha çok sevdim. Çok fazla olay çok fazla aksiyon vardı. Gwendolyn'in aptal aşık hallerinde bile Gideon'la paylaşması ve paylaşmaması gereken detayları ayırt edebilmesi bile olgunlaştığını bize gösterdi. Bu kitabın favori karakteri kesinlikle büyükbaba Lucas'tı. 
Gwendolyn'in artık kimseye güvenmeyen ve her şeyden şüphelenen karakteri olayları daha da heyecanlı yaptı. Her ne kadar Gideon'un dengesizlikleri yüzünden ara ara afallasa da karakterinin güçlü yanlarını net bir şekilde gördük. 
Bu arada safir 10. zaman yolcumuz Lucy ve 9. zaman yolcumuz Paul de turmalin.
Herkesi daha derin tanıdığımız, kafamızdaki soruların bir kısmı cevaplanırken bir kısmının 2 katına çıktığı bir kitaptı. 3. kitapta neler olacağını sabırsızlıkla bekliyorum :)

FİLM

Konusu:
Gwen zamanda yolculuk yapma yeteneğine sahip bir grubun (12'ler çemberi) son temsilcisi olduğunu öğrenir. Bunun üzerine geçmişe giderek Gideon ile ilişkilerinin başladığı dönemlere yolculuk eder. Aynı zamanda da üyesi olduğu Çember'in sırlarını öğrenmeye çalışacaktır.

Filme karşı hislerim biraz karışık aslına bakarsanız. Çünkü film dünyası tamamen kitaplardan bağımsız olmaya başladı. Kitap ve film bölümünde daha ayrıntılı anlatacağım ama spoilersız bahsetmek gerekirse anahat kitapla aynı ama içerik bambaşka. Sadece anahattı kitaptan alıp geri kalan her şeyi senarist döşemiş. Tabi bunun dışında kitapta olmayan bambaşka şeyler de yok değil. Artık kitaptan epey bağımsız olduğu için de ayrı değerlendirebiliyorum ve ilk filme göre daha beğendiğim bir film oldu diyebilirim.

Filmi daha fazla beğenmemin en büyük nedeni de Xemerius'un gelmesiydi. Zamanında gelmemiş ama geç olsun güç olmasın. Çok tatlı olmuş Xemerius'un şekli.

Kitap ve Film

Bu bölüm spoiler içerir!
  • Filmi nasıl bu kadar farklılaştı anlayamıyorum. Mesela Gwen'in büyükbabası ile karşılaşması mı gerekiyor? Normalde kitapta Gwen gelecekte büyükbabasına bir not verdiği için büyükbabası geliyor ama burada tesadüf.
  • Gideon Gwen geçmişte onu tuzağa çektiği için ona güvenmiyordu. Burada geçmişte Paul'le samimi gördüğü için güvenmiyor. 
  • Gideon ve Gwen'in birlikte olma sahnesi yokken filme eklenmiş.
  • Gwen'in şarkı söyleme sahnesi kitaba göre epey abartı olmuş ama film dünyası için eğlenceli ve iyi olmuş :)
  • Gideon kronografı hemen öğreniyor, ama aslında uzun süre ondan saklıyorlardı.
  • Locanın el değiştirmesi nereden çıktı? Doktor ve Falk de Villies yoktu bu filmde. Onun yerine adını bile duymadığımız William de Villies geldi.
  • Withman'ın kötü olduğu normalde seri sonuna kadar belli değildi. Ama filmlerde ilk filmden beri belli. Böylece sürprizler neredeyse sıfıra iniyor.
  • Gwen'in anne babasını öğrenmesi de farklı hemen her sahnenin farklı olduğu gibi. Bu yüzden Xemerius'a bile olmayan sahneler yazılmış :)

Sonuç olarak özetlemek gerekirse film ve kitap dünyasını iki ayrı dünya kabul edersek ayrı ayrı güzeller. Ama bağlantısızlar. 

Serinin son kitabında görüşmek üzere güzel okurlar. Kitap ile kalın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder