15 Mart 2018 Perşembe

Jiggylypuff Muhabbette #7: Bullet Journal bana ne kattı?, Meditasyon, 6'da uyanma

  Selamlaaaaar.....

  Yeni bir muhabbet yazısıyla karşınızdayım. Bu aralar çok konuşmayı istediğim konular vardı, ama tek başlarına bir yazı olacak kadar kapsamlı değillerdi. Bende hepsini toparlıyıp bir muhabbet yazısında birleştireyim dedim. Az çok konu bütünlüğü sağlansın diye ufak tefek bir şeylerden vazgeçtim ve birbirlerine bağlantılı bu konuları seçtim.

  Bloğu az çok takip edenleriniz bilir yaklaşık 4 aydır bullet journal ile hayatımı düzenliyorum. Ama blogda sadece nasıl yapılır kısmından bahsettiğim için bir de bullet journal faydalı oldu mu kısmından bahsedeyim istedim.  İlk başlarda bol heyecanla her şeyi dört dörtlük olsun, süslü püslü rengarenk olsun diye çok heveslenmiştim. Ama kullandıkça cici bici olmasındansa işime yaraması daha önemli hale geldi.
  Başladığımdan beri istediğim alışkanlıkları bir bir hayatıma soktuğum ve her anımı planlayabildiğim bir sistem oldu benim için.  Kullandıkça başkalarının yaptıklarından çok kendi stilinizi oluşturabilecek kıvama geliyorsunuz. İşinize en çok nasıl yarayacak ise o şekilde düzenleyebiliyorsunuz.

  Aklıma gelmişken bir arkadaşımın sorduğu soruyu da burada cevaplayayım. Bullet journalı her gün mü dolduruyorum? Ay başında tüm ayı hazırlıyorum ama tabi ki içinin dolması günlük oluyor. Bujomu normalde gün boyu yanımda taşıyorum ama aslında sabah ve akşam dolduruyorum. Sabah o günün sabahtan zaten tamamladığım alışkanlıklarımı dolduruyorum, 6da uyanma, yatak toplama gibi. Günün programını gözden geçiriyorum. Olmam gereken yerleri ve saatleri planlayıp boş zamanım varsa nasıl değerlendirebilirim diye düşünüp planlıyorum. Gün sonunda ise bunların ne kadarını yapabildiğimi ve diğer alışkanlıkları işaretleyip dolduruyorum.

Tabi her gün sabah akşam sadece beş dakika alsa da sürdürülebilirliği sıkıntı. Sabah uyanamadığınız veya akşam uyuyakaldığınız oluyor, ya da sadece unutuyorsunuz. Özellikle yeni başladığım zamanlarda çok oluyordu. Böyle zamanlarda iki gün dolduramasam bile üçüncü gün önceki günleri de doldurarak kaldığım yerden devam ediyorum.

  Şimdi gelelim bujo benim hayatıma ne kattı? Benim hayatıma kattığı en büyük şey su içme alışkanlığı. Ben su içmek aklına bile gelmeyen bir insandım. Bujodaki kutuları boyayabilmek adına başladığım bu yolda da şu an istediğim alışkanlığı edindim. En azından şimdilik :) Harcamalarımı oldukça kıstım, çalışma programımı düzenledim, 6da kalkma alışkanlığı edindim, meditasyona başladım...
  Buradan da diğer konulara yumuşak bir geçiş yapmış oluyoruz. İlk olarak meditasyon. Ocak ortasıydı sanırım inanılmaz stresli bir dönem geçirdim. Çok paylaşamayacağım, paylaşsam da kimsenin pek yardım edemeyeceği konular olduğundan kendi kendimi epey yıprattım. O zamanlarda da yönlendirmeli meditasyon tamamen tesadüfi bir şekilde karşıma çıktı. Neymiş ne değilmiş nasıl yapılırmış diye araştırdım ve denemeye başladım. Uyku meditasyonu ile uyku problemimi çözdüm, stres meditasyonu ile de stres seviyemi minimuma indirdim. Yönlendirmeli meditasyona İngilizce yönlendirmelerle başlamıştım ama birkaç Türkçe kanal buldum sonrasında ve onlarla devam ettim. Haftada 3 benim için ideal oluyor. Sabah 6da uyandıktan sonra bir şişe su içip meditasyona başlıyorum.

  Meditasyonu istediğiniz şekilde yapabilirsiniz. Yatarak, oturarak hiç fark etmez. Sadece dikkat etmeniz gereken şey hem rahat olmalı hem de uyuyacak kadar rahat olmamalısınız. Ben genelde yerde yoga matının üzerinde yatarak yapıyorum. Yatakta uykum geliyor ama yatmadan da sırtım ağrıyor. Başlangıçta oturarak bu yola çıktım ama 15-20 dk süren meditasyon süreniz 40 dakikaya kadar ulaştığında da o kadar süre oturmak zor oluyor. Bu yüzden yatmaya geçtim. Yeni fark ettiğim bir durum yüzünden de ince bir örtü alıyorum üzerime. Son zamanlarda meditasyon sırasında hissetmesem de sonrasında çok üşüdüğümü fark ettim. Sanırım meditasyon sırasında çok uzun hareketsiz kaldığımdan vücut ısım düşüyor. O yüzden de ince bir örtü alıyorum artık.

  Yönlendirmeli meditasyonu kulaklıkla yapıyorsunuz. Zaten başladıktan sonra yönlendirmelerle bütün işiniz kolaylaşıyor ama yapacaksanız öncesinde biraz araştırıp bilgi edinirseniz çok daha rahat olursunuz.

Şimdi gelelim bir diğer konumuza. Erken kalkmak. Hayatıma sokma konusunda en sıkıntı yaşadığım alışkanlığım buydu sanırım. İlk iki gün tamamen yürüyen bir cesettim. Ama sonrasında kendimi toparladım ve hatta çok da mutlu olmaya başladım. Güne erken başlayınca çok daha verimli geçirmeye başladım. Sanki erken kalkmadım da bana ekstra yaşayabileceğim birkaç saat verdiler. Sabah meditasyonları, günün aydınlanmasını izlediğim sade türk kahvesi keyfi, tüm işlerimi hallettiğimde saatin sadece 7:15 olması derken bu baya baya beni mutlu eden bir durum haline geldi. Ertesi sabah kalktığımda ne yapayım nasıl değerlendireyim diye düşünmeye başladım. Çünkü insan ister istemez madem erken kalktım en güzel şekilde değerlendireyim diye düşünüyor.
  Tabi her alışkanlıkta olduğu gibi bu alışkanlığı edinmek de kolay değil. İlla ki kopmalar oluyor. Bizim bir ara uzun süreli misafir dönemimiz oldu, ben o zaman ara vermek zorunda kaldım erken kalkmaya. Çünkü sabah insanlar uyurken evde ses yapıyordum. Bir hafta 10 gün kadar bıraktım, sonrasında en baştan alışma dönemini tekrar yaşamak zorunda kaldım. Evet, çok zor. Ama denerseniz, alıştıktan sonra hayatınızı en verimli şekilde geçirdiğinizi hissedip çok mutlu olacaksınız.

  Evet sonuç olarak bir muhabbet yazısının daha sonuna geldik. Ben muhabbet yazılarını yazarken çok mutlu oluyorum keyfim yerine geliyor. Acaba sizin için nasıl bu durum? Siz de okumaktan zevk alıyor musunuz?

  Bugün genel olarak hayatımızı düzene sokmaktan bahsettik. Umarım okuduktan sonra hayatınızda aldığınız tüm kararları uygulayabilirsiniz.  Unutmayın siz çok değerlisiniz ve bu hayatı sadece bir kez yaşıyoruz. Bu yüzden kendiniz için en iyisi ne ise onu yapın.

  Hoşça kalın...



Alakalı Yayınlar



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder