18 Haziran 2018 Pazartesi

Karanlık Zihinler - Alexandra Bracken / Kitap Yorumu

Konusu:
Adım Ruby.
Hepinizden farklıyım.
Aklınızın derinliklerinde gezinebilir,
Anılarınızı hiç yaşamamışsınız gibi silebilirim.
Henüz on yaşındayken Thurmond'daki bu rehabilitasyon kampına gönderildim. Hem de kendi ailem tarafından...
Burada her adımımız izleniyor, nefes alış verişlerimiz bile.
Yalnız değilim.
Maviler... Yeşiller... Turuncular...
Sarılar ve Kırmızılar...
Karanlık Zihinler...
Ve yaşamak için saklanmak zorunda kalanlar
Ve kaçanlar.

Uzun zamandan sonra yeni bir kitap yorumuyla karşınızdayım. Aslında bekleyen başka kitap yorumları vardı ama Karanlık Zihinler'in yakında (Ağustos sanırım) filmi geleceği için öne çekmek istedim. 
Yazılmış, yazılan, yazılacak tüm distopyaları okumaya yemin etmişcesine önüme çıkan iyi kötü her distopyayı okuyorum. Bu da ne olduğu konusunda hiçbir fikrim olmadan okuduğum, genel olarak beğendiğim ve sonrasında unutmaya yüz tuttuğum bir distopyaydı, ta ki filmin fragmanını görene dek. Fragmanı izledim ve 'Ben bunu nereden hatırlıyorum ya?' diye bir baktım ki tüm serisini okuduğum distopyalardan biri.
Blogda yazmaya karar verince de kitabı şöyle bir tekrar gözden geçirdim: bilgilerimi, düşüncelerimi tazeledim geçtim klavyemin başına...

Öncelikle size bu distopyanın dünyasından biraz bahsetmem lazım. Bir gün çocuklarda bir hastalık ortaya çıkıyor ve birer birer ölüyorlar. Devlet hayatta kalan çocukları hastalık üzerinde araştırma yapmak ve iyileştirmek adına toplayıp rehabilitasyon kamplarına alıyor. Daha sonra anlıyoruz ki aslında iyileştirmek değil karantinaya almakmış amaçları. Çünkü hayatta kalan her çocuğun bir yeteneği gelişiyor. Bu yeteneklere göre çocukları kategorize edip renklendiriyorlar.
En tehlikesiz olarak görülen yeşiller ve maviler. Yeşiller, üstün bir zekaya sahipler, teknolojide ve bilimde çok iyiler. Maviler ise eşyaları hareket ettirebiliyorlar.
Bunlardan biraz daha tehlikeli görülen sarılar, elektriği kontrol ediyorlar.
Daha tehlikeli olan kırmızılar, ateşi kontrol ediyorlar.
En tehlikeli görülen turuncular ise zihinleri...

Başta çocuğunu kampa gönderip göndermeme ailenin kararıyken zamanla zorunlu hale getiriliyor. Tabi ailesiyle ya da tek başına kaçan çocuklar da var, dışarıda hayatta kalmaya çalışıyorlar.

Gelelim bizim ana karakterimize, Ruby.
Kendisi aslında bir turuncu ama kampa ilk geldiğinde turunculara yapılan muameleyi gördükten sonra testteki doktorun zihnini kontrol edip kendini yeşil olarak kaydettiriyor. 6 yıl boyunca kampta bir yeşil taklidi yaparak yaşıyor. Ama bir gün eline kamptan kaçma fırsatı geçiyor ve o da bunu değerlendiriyor. Hikaye asıl buradan başlıyor.

Ama tabi oraya gelene kadar uzunca bir bölüm var ve hiç akmıyor gerçekten. Bir de hep yeşillerle geçen bir kitap sıkıcı oluyor. Daha sonra diğer renklerden insanlarla tanıştıkça kitap renkleniyor :)

İlk bölümlere sabredip okumaya devam edenler için gayet güzel bir hikaye var devamında. Kötü değil, mükemmel kesinlikle değil ama tatilde okunabilecek sizi içerisine alabilecek bir kitap.


Sizi alıntılarla uğurluyor ve kararı size bırakıyorum. Kitap ile kalın...


  • Böyle insanlar vardır. En karanlık zihinler, en beklenmedik yüzlerin arkasında gizlenme eğilimindedirler.
  • Hayatın her hamlesi bir sonraki anı oluşturur.
  • Hayal kurmak sonunda hayal kırıklığına, hayal kırıklığı da öyle kolayca atlatılamayan sıkıntılı bunalımlara yol açardı. Siyaha yem olmaktansa grinin sınırlarında kalmak daha iyiydi. 
  •  Dünyadaki en sinir bozucu duygu, söyleyecek çok şeyin olup da bunu kelimelere nasıl dökeceğini bilememek olmalı ... 
  •  Neden yalan söylediğimi bilmiyorum.Sanırım gerçeğin kendisinden daha kolay olduğu için. Ya da belki o yalanın küçük bir parçası, sanki o an doğruymuş gibi geldiği için. 
  •  Bir arkadaş istemeyeli bile öyle uzun zaman olmuştu ki nasıl arkadaş edinildiğini bile unutmuştum. 
  •  İşte bu, dördüncü sınıf öğretmenimin yaptığı açıklamadan sonra gördüğüm en yapmacık iyimserlik girişimi olmalıydı. Sınıfımızdaki ölümlerin ardından, bize onlar olmadan daha iyi olacağımızı çünkü bunun geride kalanlar için salıncak sırasının daha hızlı ilerlemesi anlamına geldiğini söylemişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder