Jiggylypuff Deniyor #3 / Meyveli Tartolet / Sağlıklı yaşama kısa bir ara!

 Herkese merhabaaaa. Bugün yine bir kutu tarifiyle karşınızdayım. Daha önce blogumda yılbaşı kurabiyeleri kutusu vardı denediğim. Şimdi de bu tartoleti görünce hem çok sevdiğim için hem de güzel bir deneme yazısı olacağı için hemen aldım.

Sinangil markasının tartoleti bu. Profiterolü de vardı aynı mantıkta ama ben profiterol pek sevmem. O yüzden bunu aldım. Fiyatı 11.90 TL idi. İçinden 18 tartolet çıkıyor. Normalde 18 tartolet aşağı yukarı 40 TL'ye denk gelir. O yüzden fiyat olarak çok uyguna denk geliyor diyebiliriz.

Mr. Queen : Dizi Yorumu

 Herkese merhabaaaa...

Ne zamandır blogda dizi yorumu yazısı yazmıyordum. Çünkü açıkçası dizi izlemiyordum yoğunluktan. Ama biliyorsunuz ki şu an yarıyıl tatilindeyiz ve oluşan bu vaktimle hemen Mr. Queen izlemeye başladım. Güncel dizi izlemek istiyordum blogda yazmak için ama bu diziyi seçmemin iki nedeni var onlar da Shin Hye Sun ve Kim Jung Hyun! Yani başrollerimiz. İkisine de hasta olduğum için diğer dizilerin pek şansı kalmadı. Kim Jung Hyun'u Welcom to Waikiki dizisinden, Shin Hye Sun'u Angel's Last Mission'dan tanırsınız diye düşünüyorum. İkisine de hastayım ama Shin Hye Sun beni ayrı büyülüyor. Yüzüne bakarken sürekli ne kadar güzel olduğunu incelemekten dizilerini zor izliyorum. Ama sadece güzelliği değil oyunculuğu da epey iyi olduğundan iyice izlettiriyor kendini. Şimdi gelelim dizinin konusuna.

Konusu:

Jang Bong Hwan günümüz dünyasında mavi sarayın baş aşçısıdır. Kibirli, çapkın, umursamaz ve özgür ruhlu biridir. Bu özgür ruhu da kendini bir şekilde 200 yıl öncesindeki kraliçe Kim So Yong'un (Shin Hye Sun) bedeninde bulur.

Kral Cheoljong (Kim Jung Hyun) zamanın hiçbir gücü olmayan, güçlü ailelerin arasındaki çekiştirmecede kalmış, kukla olarak bilinen bir kraldır. Tarih'te hiçbir iş yapmadan kadınlar ve alkolle ömrünü tüketmiş olarak anlatılmasına rağmen onun bir sırrı vardır.

Ahh dostlar ahh. Güncel izlemek istiyordum ama bitmemiş bir diziye başlamak istemiyordum asla. Mr.Queen'i bitmiş sanarak 14 bölüm yayınlanmış haliyle başladım. En son ne zaman bitmemiş bir dizi izlediğimi hatırlayamıyorum ama ne kadar sinir bozucu olduğunu çok güzel hatırlamış oldum bu diziyle. 

Yeni Takıntım Radyo Tiyatrosu

 Ahhh dostlar ahh... 

Son zamanlarda dolu dizgin kitap okuyamadığım hepimizin bildiği bir gerçek. Okuyabilsem zaten blog bunlarla dolup taşar :) Son zamanlarda kısa klasikler dışında bir şey okuyamıyorum. Ama neyse bu konu bu yazının konusu değil. Biz kendi konumuza gelelim. 

Konu biraz okuyamamamla bağlantılı olduğundan buradan girdim aslında. Okuyamamak beni dinlemeye itti ama çoğu kitabı dinlemek hoşuma giderken polisiye - gerilim - korku tarzı kitaplarda dinlemek yetmedi. Bu dönemlerde de radyo tiyatrolarını keşfettim. Bence muazzam bir olay, sadece diyalogların oynandığı bir sesli kitap gibi düşünebilirsiniz. Ama bir kişi kitabı okumuyor da herkes kendi karakterini oynuyor.

 Maalesef güncel olarak içerik üretilen bir alan değil. Bu nedenle de öyle aman aman bir kaynağa sahip değiliz. Sürekli arıyorum ama benim de bulup içime sindirebildiğim birkaç kaynak oldu sadece. Bu yüzden de her zamanki gibi ben aradım bulamadım ama başka arayan olursa direkt bir arşiv bulmuş olsun diyerekten bu arşivi hazırladım.

Bullet Journal #8 || Şubat 2021 Bullet Journal

Herkese yeni bir ay başından merhaba.

Ay başı demek yeni ayın bullet journal yazısı zamanı demektir, bunu blogumu okuyan herkes bilir. Ben de sizin karşınıza koşarak geldim. Hem de bir önceki aydan bujo kullanmayı unuttuğunu fark etmiş olarak geldim o da ayrı bir konu. Neyse efendim konunun içerisinde konuşuruz bunları.

İlk olarak Şubat bujosunu yapmadan önce okuduğum kitaplar ve izlediğim filmler için bir bölüm yapmadığımı fark edip bu iki sayfayı tasarladım. Tasarladım dediğim de büyük bir şey değil kitaplı olan görsel yaptığım stickerlardan, film sayfasına da bir film şeridi çizdim. Hedeflerim 26 ve 52 olduğu için sayıları yazdım ve Carioca Pastel kalemlerimle başlıkları attım. Basit ama benim hoşuma gitti.